En İyi Firmalar Uzmanlar Ürünler ve Markalar Burada!

Dermatolojik Hastalıklar ve Tedavileri: Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan ile Röportaj

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan ile bilgi odaklı röportaj. Akne, rozase (gül hastalığı), leke, sivilce izleri, saç dökülmesi, mantar, siğil, et beni, PRP ve kök hücre tedavileri hakkında bilimsel bilgiler.

Dermatoloji, toplumda en sık görülen sağlık sorunlarından bazılarını ele alır. Akne, saç dökülmesi, lekeler ve rozase gibi durumlar, hem fiziksel hem de psikososyal etkileri olan konulardır. Bu yaygın cilt hastalıklarının tanı ve tedavi süreçlerini, Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan ile konuştuk. 

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan Hakkında

1987 Mersin doğumlu Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan, lise eğitimini Tarsus Abdülkerim Bengi Anadolu Lisesi’nde tamamlamıştır. 2011 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olarak tıp doktoru unvanını almıştır. Uzmanlık eğitimini 2011-2015 yılları arasında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı'nda yapmış ve “Melanom dışı deri kanseri gelişiminde etkili klinik ve prognostik faktörlerin araştırılması” konulu tezi ile 2015 yılında uzman olmuştur. 2019 yılında Türk Dermatoloji Yeterlik Sertifikası’nı (Board Certified) almıştır. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli eğitim programlarına (Münih Ludwig-Maximilians-Üniversitesi, Dünya Dermatoloji Kongresi/Vancouver, EADV/Barselona-Budapeşte) katılmış olup, akademik projelerde araştırmacı olarak yer almıştır. Halihazırda Nişantaşı, İstanbul'daki kliniğinde hasta kabul etmektedir.

Soru 1: Akne (sivilce) nedir? Sadece ergenlik sorunu mudur, yoksa yetişkinlerde de görülür mü?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Akne vulgaris, pilosebase ünitenin (kıl kökü ve yağ bezi) kronik, inflamatuar (iltihaplı) bir hastalığıdır. Temelinde artan sebum (yağ) üretimi, gözeneklerin tıkanması (anormal keratinizasyon), P. acnes (yeni adıyla C. acnes) bakterisinin çoğalması ve inflamasyon yatar. Sadece bir ergenlik sorunu değildir. 25 yaşından sonra başlayan veya devam eden 'Yetişkin Aknesi' de sıkça görülür; bu durum genellikle hormonal dalgalanmalar (Polikistik Over Sendromu vb.), stres veya yanlış kozmetik kullanımı ile tetiklenebilir ve sıklıkla çene hattında yerleşim gösterir.

Soru 2: Rozase (Gül Hastalığı) tam olarak nedir? Akne ile en belirgin farkı nedir?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Rozase, yüzün orta hattında (yanaklar, burun, çene) kalıcı kızarıklık, ani ateş basmaları (flushing), görünür kılcal damarlar (telenjiektazi) ve bazen sivilce benzeri iltihaplı lezyonlarla (papülopüstüler rozase) seyreden kronik bir cilt hastalığıdır. Akne'den en belirgin farkı, temelinde bir yağ bezi tıkanıklığı değil, bir damar hassasiyeti (nörovasküler düzensizlik) ve kronik inflamasyon yatmasıdır. Akne'nin tipik belirtisi olan komedonlar (siyah ve beyaz noktalar), rozasede görülmez. Tedavisi de bu yüzden akneden tamamen farklıdır.

Soru 3: Leke tedavisindeki zorluk nedir? Melazma ve güneş lekesi (lentigo) aynı şekilde mi tedavi edilir?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Leke (hiperpigmentasyon), cilde renk veren melanin pigmentinin bölgesel olarak artmasıdır. Tedavideki zorluk, lekenin derinliğine (epidermal/yüzeysel veya dermal/derin) ve tipine göre değişir. Solar Lentigo (Güneş Lekesi) genellikle yüzeyseldir ve pigmenti hedef alan lazer/IPL gibi ablatif (yok edici) tedavilere yanıt verebilir. Oysa Melazma, genellikle hormonal (gebelik, doğum kontrol hapları) tetiklenen, daha derin (dermal) yerleşimli ve nükse (tekrarlamaya) çok eğilimli kronik bir leke tipidir. Melazma tedavisinde lazerin ısısı bazen lekeyi artırabileceği (rebound) için, daha çok pigment üretimini baskılayan (leke mezoterapisi, traneksamik asit, kimyasal peeling) yöntemler tercih edilebilir.

Soru 4: Sivilce sonrası kalan izlerin (skarlar) tedavisi nasıl yapılır?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: İz (skar), leke gibi bir renk sorunu değil, bir doku (kollajen) sorunudur. Akne izleri genellikle atrofik (çökük) olur. Tedavideki amaç, bu çöküntü alanlarında cildi kontrollü bir şekilde "yaralayıp" vücudun kendi onarım mekanizmalarını (kollajen indüksiyonu) tetiklemektir. Bu amaçla fraksiyonel lazerler (CO2, Erbium), mikroiğneli radyofrekans (Altın İğne), dermapen (mikroiğneleme) veya kimyasal peeling (örn: TCA CROSS) gibi prosedürel işlemler kullanılır. Tedavi, doku kaybını yerine koymayı hedefler.

Soru 5: Saç dökülmesi ne zaman normal kabul edilir, ne zaman bir uzmana başvurmak gerekir?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Günde 50-100 tel saç dökülmesi, saçın doğal yaşam döngüsü (telogen faz) nedeniyle normal kabul edilir. Ancak dökülme bu sayının üzerine çıkmışsa, banyoda veya yastıkta normalden fazla saç görülüyorsa, saçlarda gözle görülür bir 'minyatürleşme' (incelme) veya 'seyrelme' (özellikle tepe veya ön hatlarda saç ayırma çizgisinin genişlemesi) varsa, altta yatan bir nedeni (genetik/AGA, vitamin/demir eksikliği, tiroid bozuklukları, stres/Telogen Effluvium) araştırmak için bir dermatoloji uzmanına başvurmak gerekir.

Soru 6: Tırnak mantarı (Onikomikoz) neden bu kadar inatçıdır ve tedavisi nasıldır?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Tırnak mantarı (Onikomikoz), dermatofit adı verilen mantarların tırnak plağının altına ve tırnak yatağına yerleşmesidir. Tedavisi zordur çünkü mantar, sert tırnak plağının koruması altındadır. Topikal (sürülen) ilaçların (krem, cila) bu plağı geçerek enfeksiyonun olduğu yere yeterli konsantrasyonda ulaşması (penetrasyon) zordur. Bu nedenle tedavi genellikle uzun süreli (parmağa göre 3-6 ay, ayak tırnağına göre 6-12 ay) sistemik (ağızdan alınan) antifungal ilaçlar veya lazer sistemleri gibi kombine yöntemler gerektirir.

Soru 7: Siğil (Verruka) nedir, neden tedavi edilmelidir?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Siğil, cildin üst tabakasına yerleşen HPV (Human Papilloma Virus) adlı bir virüsün neden olduğu, bulaşıcı, iyi huylu (benign) bir cilt büyümesidir. Bulaşıcı olduğu için tedavi edilmelidir; aksi takdirde hem vücudun başka yerlerine (ototransplantasyon) hem de temas yoluyla başka insanlara (özellikle havuz, hamam gibi ortak alanlardan) yayılabilir. Tedavide amaç, virüsün enfekte ettiği bu dokuyu yok etmektir. Bu amaçla kriyoterapi (dondurma tedavisi), elektrokoterizasyon (yakma) veya topikal asit/ilaç preparatları gibi ablatif (yok edici) yöntemler kullanılır.

Soru 8: Et beni (Akrokordon) nedir, tehlikeli midir ve bir hastalığın habercisi olabilir mi?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Et benleri (Akrokordonlar), cildin iyi huylu (benign), saplı, yumuşak, genellikle ten rengi veya kahverengi küçük çıkıntılarıdır. Viral veya bulaşıcı değildirler ve kanserleşme (malign transformasyon) riskleri neredeyse yoktur. Genellikle sürtünme bölgelerinde (boyun, koltuk altı, kasık) görülürler. Çok sayıda ve ani başlayan et beni çıkışının, altta yatan bir insülin direnci / Tip 2 Diyabet ile ilişkili olabileceğine dair güçlü klinik veriler bulunmaktadır. Bu nedenle, yoğun et beni olan kişilerin metabolik açıdan değerlendirilmesi önerilebilir. Alınmaları genellikle kozmetik veya tahriş (irritasyon) nedeniyledir.

Soru 9: Dermatolojide PRP tedavisinin bilimsel temeli nedir?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: PRP (Trombositten Zengin Plazma), kişinin kendi kanından elde edilen, trombosit (pıhtılaşma hücresi) bakımından zenginleştirilmiş plazmadır. Trombositler, aktive olduklarında doku onarımını başlatan (PDGF, VEGF gibi) çok sayıda 'büyüme faktörü' (growth factors) salgılarlar. Dermatolojide, saç dökülmesinde saç köklerini (folikül) uyarmak, cilt gençleştirmede kollajen üretimini tetiklemek veya iz tedavilerinde onarımı desteklemek amacıyla cilde enjekte edilerek kullanılan rejeneratif bir yöntemdir. Amaç, vücudun kendi onarım sinyallerini yoğunlaştırarak kullanmaktır.

Soru 10: Kök hücre tedavisi (yağdan elde edilen) ile PRP arasındaki fark nedir?

Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan: Her ikisi de rejeneratif (onarıcı) tıp uygulamasıdır ancak içerikleri farklıdır. PRP, 'büyüme faktörü' sinyallerini taşıyan *trombositleri* içerir; mevcut hücreleri "çalışmaya" teşvik eder. Kök hücre tedavisi (genellikle SVF olarak bilinen, yağ dokusundan elde edilen) ise, 'Mezenkimal Kök Hücreler' (MSCs) adı verilen 'onarıcı ana hücrelerin kendisini' içerir. Kök hücreler, hem büyüme faktörleri salgılama (PRP gibi) hem de hasarlı bölgede ihtiyaç duyulan dokuya (örn: fibroblast) dönüşebilme potansiyeline sahiptirler. Bu nedenle, kök hücre tedavisi, PRP'den daha güçlü ve daha kapsamlı bir 'yeniden yapılandırma' (rejenerasyon) potansiyeli sunar. Klinik pratikte, daha ciddi doku onarımı gereken durumlarda (örn: derin akne izleri, yara izleri) kök hücre tedavisi düşünülebilir.

Editörün Notu

Dermatolojik hastalıklar ve tedavileri hakkında verdiği objektif ve bilimsel bilgiler için Doç. Dr. Sevil Savaş Erdoğan'a teşekkür ederiz. Röportajda da görüldüğü gibi, akne, rozase, saç dökülmesi ve leke gibi yaygın şikayetlerin her biri, farklı patofizyolojilere (hastalık mekanizmalarına) sahiptir. Bu durumlar, sosyal medyada veya kulaktan dolma bilgilerle değil, mutlaka bir dermatoloji uzmanının teşhisi ve kişiye özel olarak planlanmış bilimsel tedavi protokolleri ile yönetilmelidir.

Yorum Yap